TÜRK
KADININA SEÇME VE SEÇİLME HAKKININ VERİLMESİ
Bundan tam 86 yıl önce; 5 Aralık 1934’te Anayasamızda ve
Seçim Kanununda yapılan değişikliklerle Türk kadınları milletvekili seçme ve
seçilme hakkına kavuşmuşlardır.
Türk
Kadını hiçbir hakkını bedavadan kazanmamış, her birini gerçekten hak etmiştir.
Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları Avrupa ülkesinin kadınının da hayal edemediği hakları,
bir ‘lütuf’ değil, hak ettiklerine inandığı için, sağlamıştır. Bu anlamda
kadınlarımıza 1930 yılında belediye seçimlerinde seçme, 1933 yılında çıkarılan
Köy Kanunuyla muhtar seçme ve köy heyetine seçilme, 1934’te Anayasada yapılan
bir değişiklikle milletvekili seçme ve seçilme hakkı verilmiştir.
Kadınlarımız
Büyük Önderimizin yüzünü kara çıkartmadıklarına, bu hakları kazandıktan sonra
girdikleri her seçimde büyük başarılar elde ettiklerine, muhtar, belediye
başkanı, köy heyeti azası olmanın yanında, 1935 seçimlerinde meclise
gönderdikleri 18 milletvekili ile ülkemizin yönetimine ve kalkınmasına nasıl
katkılarda bulunduklarına hem tarih hem de meclis tutanakları şahittir.
Bugün
21.Yüzyıl Türkiye’sinde “Töre ya da namus cinayetleri” ile kadınlarımız ülke
gündemine oturmuş, Gerici eğitim uygulamaları ile kızların erken yaşlarda
eğitimden koparılarak cehalet içinde yaşam sürmelerinin önü açılmıştır. Tüm
islam dünyasının büyük bir hayranlıkla izlediği kadınlarımız yeniden 1934
yılında elde ettiği hakların gerisine götürülmeye çalışmaktadırlar.
86 yıl
önce Atatürk’ün kadınlarımıza vermiş olduğu seçme ve seçilme hakkı büyük ölçüde
kâğıt üzerinde kalmış, Seçmiş ama seçilme hakkı engellenmiştir. Kadınlar kendi
güçleriyle değil, mensubu olmayı göze aldıkları siyasi partilerin ‘erkek’
yöneticileri tarafından belirlenmekte ve ülke nüfusu oranına hiç de yakışmayan
‘kota’larla uğraşmak ve bunlara boyun eğmek zorunda bırakılmaktadırlar.
Kendilerinden toplum yaşamının diğer alanlarında olduğu gibi siyasette de
‘erkeğe tabi’ olmaları istenmektedir. Bunu en açık örneği 1980 yılı öncesine
kadar siyasi parti kadın kolları
başkanları, parti yönetiminde söz sahibi olarak yönetim kurulu kararlarında imza atabiliyorlardı. Ancak 1980 den sonra yapılan
siyasi partiler yasasında değişiklik ile siyasi parti kadın kolları başkanlarının
parti yönetim kurullarında karar alma merciinde oy kullanıp imza atma yetkisi
kaldırılmıştır.
Ayrıca
Sığınma evlerinde kalan kadınlar oy kullanamayarak seçme ve seçilme hakları
ellerinden alınmaktadır. Bugün hala bu konuya çözüm bulunamamış en son 2019 yerel seçimlerinde sığınma evlerinde
yaşayan kadınlar maalesef yine oy kullanamamışlardır. Maalesef bır kadının bile
oy kullanamaması kabul edilemezken binlerce kadın güvenlikleri sağlanamayacağı gerekçesiyle
oy kullanamayıp yok sayılmıştır…….
Atatürkçü
Düşünce Derneği kadınların ülkenin geleceğinin belirlenmesinde ve gelişme
yolunda atılacak tüm adımlarda görev almasını, yeniliklerin öncüsü olmasını,
siyasal yaşamda etkinliğini artırmasını ve ülke yönetiminde daha fazla söz
sahibi olmasının mücadelesini vermektedir. Kadının yaşamın her alanındaki
sorunlarının çözümlenmesi, bilinçlendirilmesi ve kadın haklarının
geliştirilmesi için çalışmalarımız devam edecektir. Ülkemizde Kadınlar
yönetimdeki hakkını ancak siyasete katılarak kullanacaktır. Her yerde
seçilebilir sırada kadın aday, parti ve meclislerde, hükümet nezdinde % 50
kadın görmek istiyoruz. Seçilen kadınların da gerçekten kadının yanında ve
kadın sorunlarını yine kadın gözüyle, kadın diliyle çözüm üretirken görmek
istiyoruz.
Atatürkçü
Düşünce Derneği Alanya Şubesi olarak başta Ulu Önderimiz Atatürk olmak üzere o zamanın
milletvekillerini saygı rahmet ve minnetle anıyoruz ve Kadınlar; her
alanda eşit temsiliyet hakkı kazanıncaya kadar bu taleplerimizin takipçisi olma
sözü vererek. Tüm kadınlarımızın 5 Aralık Türk Kadınına Seçme ve Seçilme Hakkı
verilişinin 86. Yıldönümünü kutluyoruz.
Zuhal SİRKELİ
Atatürkçü Düşünce Derneği
Alanya
Şube Başkanı